Her türlü dünyevi eşyadan ve maldan soyutlanmışlardır, mal ve para sahibi olamazlar, üzerilerindeki giysi dahi onlara ait değildir. İnzivaya çekildikleri manastırda vakitlerini dua, ibadet ve tefekkür ile geçirirler. Bunun dışında manastır içinde dış dünyaya bağlı olmadan kendi kendilerine yetecek bir yaşam kurarlar. Özellikle tarım faaliyetlerinde peynir ve bira yapımında ileri gitmişler. Sistersiyenler bu faaliyetleri bir ibadet olarak görüp mükemmeliyeti ararlar. Kendilerine yetecek kadar üretim yaparlar, şayet fazla üretim olmuş ise bu ihtiyacı olanlara dağıtılır veya satılarak geliri manastırın bakımı ve çeşitli sosyal yardım projelerine aktarılır.
Sistersiyen köken olarak Fransızcadır ve Latince Cistercium'dan gelmektedir. Cistercium Fransa'da Dijon şehri yakınlarında bulunan Citeaux köyünün Latince adıdır. 1098 yılında Molesme manastırından Aziz Benedikt'in yolunda giden bir grup keşiş tarafından Citeaux manastırı bu köyde kurulmuştur. 1110'da 30 yoldaşı ile birlikte bu manastıra katılan Bernard de Clairvaux bu tarikatın hızlı bir şekilde yayılmasına yardım etti.
12.yy sonlarına gelindiğinde Sistersiyenler Fransa, İngiltere, İskoçya, İrlanda, İspanya, Portekiz, İtalya ve Doğu Avrupaya yayılmıştı.
Sistersiyenler yaşam olarak Aziz Benedikt zamanındaki yaşamı sürmeye özen gösteriyorlardı. Benediktinlerin zaman içinde geçirdikleri gelişmeleri reddedip Aziz Benedikt zamanındaki manastır hayatını birebir yaşıyorlardı. Özellikle vücut işçiliği, tarlada çalışma Sistersiyenleri diğer Benediktinlerden ayıran özelliklerdir.
Sistersiyenler 18.yy da İngiltere ve Fransa'da yaşanan protestan reformlardan etkilenmişse de 19.yy'da tekrar öze dönüş hareketleri görülmüştür. 1891 yılında Trappist adı verilen (Ordo Cisterciensium Strictioris Observantiae – OCSO) ve Sistersiyen geleneğini sıkı bir şekilde sürdüren bir kol ortaya çıkmış ve çeşitli manastırlar kurmuştur.
Sistersiyenler yaptıkları işte mükemmeliyeti hedefledikleri için özelikle tarımsal üretim alanında pek çok yeni teknik geliştirmişlerdir. Manastır kurdukları uzak bölgelerdeki halk onların geliştirdikleri teknikleri öğrenerek ilerlemiştir. Bu özellikleri ile Avrupa'daki endüstri devriminin mimarları olarak kabul edilirler.
Günümüzde Sistersiyen geleneğini devam ettiren manastırlar bulunmaktadır. Bu manastırlar dünya çapında ürettikleri yüksek kaliteli ürünlerle tanınmaktadır. Özellikle ürettikleri peynir ve bira çok uzmanlar tarafından en üst sıralara konulmaktadır. Sistersiyenler bu ürünleri üretirken yüzyıllar boyu geliştirdikleri teknikleri hala uygulamaktadırlar. Bugün dahi aynı üretim kuralları geçerlidir ve endüstrileşmemiştir. Çünkü kitle üretimi veya ticari kazanç hiçbir zaman Sistersiyen yaşamının bir hedefi olmamıştır. Onlar çalışmayı ve üretmeyi tanrıya ulaşılacak bir yol olarak görmektedirler. Dünyaca ünlü Chimay, Westmalle gibi biralar halen Sistersiyen keşişleri tarafından manastırlarda üretilmektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder